Söyleşen: Hatice Ebrar AKBULUT HE-“Öykünün içimde iyice yoğunlaşmasını bekler, yazmaya öyle koyulurum.” “Öykü yazmak için küçük notlar alırım, sonra bunların toplamından bir öykü çıkar.” “Uzun uzun yürüyüşler yapar, kendimi masaya oturmaya ikna ederim. İkna olduğumda öykü gelir, kendini yazdırır.” Bu cümleler, öykünün konuşulduğu mekânlardan zihnimde kalanlardan bazıları. Bu cümlelerin türevleri sizde de vardır. Bahseder misiniz biraz? RS- O cümlelerin hemen hemen aynısını bizimle yapılan başka bir söyleşide ifade etmiştik (1) Doğrudur, bende de oluyor bunlar. Öykü yazmak için…
Kategori: Söyleşiler & Soruşturmalar
Söyleşiler / Soruşturmalar
ŞİAR DERGİSİ HİKÂYE SORUŞTURMASI1- Hikâye yazarları olarak yeni bir şey mi anlatıyoruz, yeniden mi anlatıyoruz?2- Hikâye bağlamında gerçekle-kurmacayı aynı torbaya attığımızda ana karakter hangisi olur?3- Hikâyeciler ürkek, şairler hep cesur mu olur?4-Bizde geç kabul gören bir anlatım türü olarak Türk hikâyesi, öykünmecilikten ne vakit vazgeçecek veya vazgeçmeli mi?5-Bize en sevdiğiniz hikâye yazarını söyleyin, biz de size kim olduğunuzu söylemeyelim? (Bu sorunun cevapları farklı yazarlarla değiştirilerek paylaşılacaktır.) 1. Yazarlar kimsenin söylemediği şeyleri ilk kez söyleyen sihirbaz ya da…
Sorular: Aysu KOÇ – Hayatınızdan bahseder misiniz? Recep Seyhan — Amasya Taşova doğumluyum. Annem ve babamın olduğu tek odadan ibaret bir barakada doğdum. Çocukluğum mezra gibi bir yerde geçti. Çok tabii ortamlarda büyüdüm. Tabiatın görkemli göl, dağ, kar manzaralarını gördüm. Hayvanların seslerini dinledim. Böylesine güzellikler içinde büyüdüm. Yoksullukları ve yoksunlukları da gördüm orada. Belki hikaye yazmamda bunların da etkisi vardır. Ortaöğretim için vilayete gitmemiz icap etti. Oradan ev tutuldu. Babamla birlikte birilerinin kapılarında işçilik yaptık. Oradan elde…
RECEP SEYHAN İLE SÖYLEŞİ Sorular: Yasın Talha ORAL Yazar olmaya ne zaman karar verdiniz? + Hiç kimse ‘ben yazar olayım’ diye yola çıkmaz zannediyorum. Benim de yazar olmak gibi bir düşüncem okul çağlarındayken yoktu; fakat ortaokuldayken dünya klasiklerinin büyük bir kısmını okumuştum. Bir arkadaşım -Allah selamet versin- şu an Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde Eski Türk Edebiyatı bölümü başkanı Prof. Mehmet Aslan vesilesiyle oldu. Okulda beraber oturuyoruz o zamanlar ve o sürekli kitap okuyor. Tabii, arkadaşınız nasılsa siz de onun…
Sorular: Türk Edebiyatı Dergisi adına Erhan GENÇ Yazmaya nasıl başladığınızı hatırlıyor musunuz? Bir hatırası var mıdır hayatınızda?Bir vesileyle benzer soru yöneltilmişti de söylemiştim. Orada söylediklerimin benzeri olacak ama burada konuyu iki basamakta ifade ederek hem güncellemiş olayım hem de farklılaştırayım. Yazmaya nasıl başladınız sorusunun içinde okumaya nasıl başladınız sorusu da kendiliğinden vardır. Çocukluğumda büyükannemin üzerimde çok büyük bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Benim hayal dünyamın genişlemesi, ufkumun açılması, düşünce dünyamın kımıldamaya başlaması büyükannemin anlattığı hikâyeler ile olmuştur. Yine o yıllarda…
ÖYKÜ ve ÖYKÜCÜLÜĞÜMÜZ Söyleşen: Turan İSMAİL 1- Öncelikle, Bana Hikâye Anlat-ma adlı çalışmanızla edebiyatımızın önemli bir eser kazandığını düşünüyorum. Böyle “özgün” çalışmalara çok ihtiyacımız var. Söyleşimize şu soruyla başlamak isterim, 2013’ün ilk aylarında Beşir Ayvazoğlu’nun Türk Edebiyatı’nın özel sayısı için Necip Fazıl hakkında bir çalışma (öykü) istediğinde zorlanmadınız mı? Siz de takdir edersiniz ki öykü ısmarlama yazılamıyor. Bir sancı geçirmek lazım, kalemi eline alıp yazmaya başlayabilmek için. Bir vesileyle değinmiştim: “Bugün bir hikâye yazayım” diye oturulmaz. Hikâye malzemeleriyle gelir…
Söyleşen: Zeynep Satı YALÇIN -Türk Dili Ocak 2018 Öyküleriyle tanıdığımız Recep Seyhan’la yeni yayınlanan “Bana Hikâye Anlat-ma” adlı psikanalitik-ontolojik tahlil kitabı bağlamında Recep Seyhan öyküsünü ve kurmacanın hikâyesini konuştuk.– Öncelikle bir tür olarak neden öyküyü seçtiniz hocam? Recep Seyhan’ın öykü anlayışı nasıldır?Öyküyü seçmem, yetiştiğim çevrenin bana içinden sürekli öyküler akan görüntüler sunması ile ilgilidir. Şöyle: Bir vesile ile değinmiştim; muhteşem bir coğrafyada doğdum. Ruhumun diplerine kazınan ilmekler; Mayıs ayında bile kar yağabilen, rüzgârların varlığımın iliklerine bitimsiz hasretler üfürdüğü…