Hayatı, Eserleri ve Düşünce Dünyası Giriş Mehmet Akif Ersoy, Türk edebiyatının ve milli mücadelenin en önemli simalarından biridir. Şiirleriyle ve yazılarıyla bir döneme damgasını vuran Akif, sadece…
Etiket: Hikaye
Görkem’in okul çantasından cüzdanını çıkarırken keyfi yerindeydi. İçinde para yoktu ama birazdan olacaktı. Babasıyla birlikte buldukları gizli yerdeydi. Apartmanın arka bahçesinde etrafı taşlarla çevrili bir çam ağacı…
Şimdi bir ağacın altında oturmuş onu düşünürken buluyorum kendimi. Uzun saçları özenle taranmış ve arkadan sıkıca bağlı. Sanki bir tel saçı serbest kalsa onun o kusursuz görünümünü…
Öykü: Sevda Deniz K. Ben de vardım. İlk sesi yakaza hâlinde, yatağında sağa sola dönerken duydu. Yastığından anlamsız sesler geliyordu. Pa pa pa pa pa pam pam…
Öykü: Sevda DENİZ K. Mutfağın ortasında elinde bıçakla niye durduğunu bilmiyordu. İçi boşalmıştı sanki. Bir dakika öncesi yoktu. Hatırlamıyordu. Gözü masaya ilişti. Maydanozlar beyaz porselen tabakta, çay…
Recep Seyhan – Zongo’nun Değirmeni’nden “Dalında olgunlaşıp kuruyan, kurda kuşa yem olmaya hazır bir meyve gibiyim şimdi. Yüksek yüksek yaylalardan kesildim, gecesi aydınlık şehire gitmekten kesildim, araziye…
Öykü: Recep Seyhan (…) Orta yerde derin bir sessizlik vardı. O sırada, bütün bir köye; evlerin saçaklarına, avlu girişlerine, kapı eşiklerine, köy içindeki tozlu yollara, hayvan eğreklerine,…
Öykü: Recep Seyhan (…) Muhayyilemin zamanın dehlizlerinde dolaşma gücünü görmek beni dehşete düşürüyordu: Bir sabah kalktığımda ya güneşi doğmamış bulursam? Ya geceler bir daha gelmezse? Ya akşam…
Öykü: Recep Seyhan (…) Bir cumartesi gecesi bir akrabamızın düğününe katılmıştım. Babam, içkili düğünlere “haram” olduğu gerekçesiyle hiçbir surette katılmazdı; velev ki bu bir yakınımızın düğünü olsun.…
Öykü: Sevda Deniz K. “Şuna bak ya umurunda bile değil. Oğuz, oğlum hey sana diyorum! Cevap alamayınca iyice sinirlendi. “Salak ya.” Oğuz, okulun merdivenlerini hiç acele etmeden…
Öykü: Recep Seyhan Hiç hazır oyuncağım olmadı benim; oyuncaklarımı kendim yaptım:Kara lastiğimin birini -ya da ikisini birden, iş yoğunluğuna göre art arda- araba yapıp içinde kum taşıdım…
Öykü: Sevda Deniz K. İsmim Merve. Tekrar söylüyorum. Ben hasta değilim. Aylar önce yağmur yağarken terk ettiğim şehir; kasvetli bir hava, insanı üşüten yağmurlarla karşıladı beni. Oysa…
Ayşe Kadıoğlu Yıldız Ben suskunluk denen sahile demir atmışken, düşmanlık değil de büyük pişmanlıklar besledim. Benim suskunluğumdan haklı çıkacağını sansan da, ikimizde biliyorduk insanlığın bodrum katından asla…
Ayşe Kadıoğlu Yıldız Biz ki tüm biletleri kale arkası aldıkYine de eksik geldi yetmedi sayımızaHayat tiyatrosunda her dem figüran kaldıkBaşrollük bir senaryo düşmedi payımıza Biz ki erken…
Öykü: Gül Tanrıverdi Esniyor, öyle güzel esniyor ki; gün boyu yalvarsan açmadığı ağzı, tomurcuklanmış bir çiçeğin birden patlayıp açılıvermesi gibiydi. Kaygısız ve huzur doluydu ağzını açarken. “Elleri…
Öykü: Gül Tanrıverdi Koştum: öyle hızlı, öyle kendimden geçercesine koştum ki; tüm binaları yıktığımı, parkları, yolları yardığımı, önüme çıkan tezgâhları devirdiğimi zannettim. Bedenim; kan ter içinde kalmıştı,…
Öykü: Gül Tanrıverdi Dipsiz bir kuyunun içinde debeleniyordu Bekir. Bütün vücudu pelte gibi yatağa yapışmıştı. Gözlerini açmak istedikçe daha çok kapanıyor göz kapakları eriyordu sanki. Başı tonlarca…
Öykü: Gül Tanrıverdi İçimdeki boşluğun adı yok. Dalgası olmayan durgun bir deniz gibiyim. Bu kıpırtısız hâl beni eritiyor. Ruhumun solgunluğu gözlerime yansımış; gri renkte iki tane taş…
Öykü: Gül Tanrıverdi Ay ışığı, perdeleri delip odasına sızarak duvardaki aynayı aydınlatmıştı. Uyku tutmayan genç kız, aynaya gözünü dikmiş ışığın yansımasını seyrediyordu. Gözlerine çarpan bu ışıltı, gerçekliğin,…
Öykü: Gül Tanrıverdi Zifiri karanlığın içinde bir çift göz gördü Asiye. Bütün benliğini kavrayan sarıp sarmalayan bu gözler, onu etkisi altına almıştı. Yatağının içine oturmuş gözlerini kırpmadan…
Öykü: Gül Tanrıverdi Seni hiç tanımıyorum hiçbir yerde görmedim. Nasıl bir insansın bilmiyorum. Nerede yaşarsın, nelerden keyif alırsın bilgim yok. Öfkeli misin? Asık suratlı mısın, yoksa güler…
Öykü: Gül Tanrıverdi Bugün keyifsiz günümdeyim çalışmak istemiyorum. Masamda bir yığın iş var onlar bana, ben onlara bakıyorum. Elim kolum kırılmış gibi, eve gidip dinlenmek istiyorum. İzin…
Öykü: Gül Tanrıverdi “Bir, iki, üç…” “Bir, iki, üç…” “Bir, iki… Hadi şimdi burnuna çek suyu üçleyeceksin.” “İyice çeksene oğlum, burnunun direkleri sızlasın!” diye bağırdı adam. Neye…
Öykü: Gül Tanrıverdi İkindi güneşinin bulutların arkasına saklanıp, gökyüzünün kızıllığı solmaya yüz tuttuğu saatlerde fabrikanın düdüğü çalmaya başlardı. Kuşlar kanatlarını çırparak havalanır, fabrikadan çıkan insanlar akın akın…
Öykü: Gül Tanrıverdi Gecenin sabaha kavuştuğu saatlerdi. Uykusunun derinliğinden rüya gördüğünü, rüyasında bir sesin ona seslendiğini işitiyordu. “Hatçeee…” Adının böyle seslenmesinden hiç haz etmiyordu. Uykusunun içinde bile…
Öykü: Gül Tanrıverdi Aksak ayağını sürükleyerek indi yokuştan. Yaşına rağmen cılız bedeni bir kuş kadar hafifti, yüreğinin ağırlığı olmasa daha hızlı yürüyebilirdi. Yokuşun başında durup soluklandı, kendisine…
Öykü: Gül Tanrıverdi Her zaman mahşer yeri gibi olan çarşı bugün ıssızlık kokuyordu. Tahtakale’nin dar sokaklarından geçip elli metrelik bir yokuşu çıktığınızda, ahşaptan yapılma küçük bir kahve…
Öykü: Gül Tanrıverdi Yazın veda edip gittiği, rüzgârın, hüznün ve yağmurun başladığı günlerdi. Sonbaharın başlangıcı Eylül’e hoş geldin demiştik. Her yer de sessizlik hâkimdi. Tıpkı sevdiğinden ayrılan,…
Öykü: Gül Tanrıverdi Yüzlerce baş ve binlerce göz, kilitlenmiş ellerinde ki telefona. Parmaklar tuşlara tutkuyla sarılmış. Dans eder gibi oynuyorlar. Otobüste, metro da vapurda her yerde. Kimse…
Ayşe Kadıoğlu Yıldız Kadının kadın olarak görülmediği coğrafyalardan geldim. Silinmişti oralarda ihanetinin ayak izleri. Ve bir son bulmuşluğun hikâyesiydi Fırtınada kaybolan hayallerim. Oysa bahtım beyaza boyanacak diye…
Öykü: Gül Tanrıverdi Soğuk ve yağışlı geçen günlerden sonra hava durulmuştu. İnsanlar; güneşe hasret kalmış gibi sokaklara dökülmüştü. Rüzgâr, şiddetini yitirmiş yerini tatlı bir esintiye bırakmıştı. Kış…
Öykü: Recep Seyhan Kimse yıllarca görmemiş, kimse farkına varmamış, orada, iskelenin girişinin hemen sağ köşesinde unutulmuştu sanki. Sadece bu da değil; unutanlar onu orada unuttuklarını da unutmuşlardı.…
Öykü: Recep Seyhan Adam, sırt çantalı başka bir adama yaklaşıp aradığı bir adresi sormak istedi. Sırt çantalı adamın kulağında kulaklık vardı, adam duymadı. Adam onu bu hâlde…
Öykü: Sevda Deniz K. Odamızdan balkona gidiş yirmi yedi adım… Dün gece bizi nöroloji servisinde penceresi bile olmayan –mahkûmlar içinmiş oda- iki yataklı bu odaya getiren hemşire…
Öykü: Sevda Deniz K. Zülal, tam karşısında duran Berk’in gözlerini kısarak kendisine bakmasına, bakışlarının içini oyar gibi acıtmasına ve öfkesine daha fazla katlanamadı. İleriye doğru sert bir…
Öykü: Sevda Deniz K. Kutsal Bir gün yaşlı bir adam, tarlasında çalışırken birden durdu. Üstüne bastığı toprağa baktı. Tohuma can veren toprağa… Sonra uçsuz bucaksız görünen dağlara……
Mustafa Kutlu ve hikâyeciliği hakkında yazmamış olmamı bir eksiklik olarak kaydetmişti bir eleştirmen.[1] Bendeniz de “Kutlu ve eserleri ile ilgili o kadar çok yazıldı ki kendisinin de yazılanların…
Kısa Hikâye: Yusuf Özşahiner Selim, on dokuz yıldır mutsuz bir şekilde yaşadığı evin kapısından içeriye –yine girmişti. Mutsuzluk küfünün ciğerlerini delip geçen kokusuna artık katlanamıyordu. Derin karanlığın…
Sorular: Türk Edebiyatı Dergisi adına Erhan GENÇ Yazmaya nasıl başladığınızı hatırlıyor musunuz? Bir hatırası var mıdır hayatınızda?Bir vesileyle benzer soru yöneltilmişti de söylemiştim. Orada söylediklerimin benzeri olacak ama burada…