Uzun ünlü ve telaffuz farklılıkları.

UZUN ÜNLÜ ve TELAFFUZ FARKLILIKLARI

Türkçe, ses yapısı (fonetik) bakımından zengin ve kurallı bir dildir. Dilimizin ses özelliklerinden biri de ünlülerle ilgilidir. Türkçe üzerine çalışanların veya dil bilgisine meraklı kişilerin sıkça karşılaştığı “uzun ünlü” kavramı, telaffuz (söyleniş) açısından büyük önem taşır ancak yazım (imla) açısından kafa karıştırıcı olabilir.

Peki, uzun ünlü tam olarak nedir? Hangi kelimelerde bulunur ve en önemlisi, yazıda nasıl gösterilir? Türk Dil Kurumu (TDK), bu konuya Yazım Kuralları bölümünde çok net bir açıklama getirmiştir.

Uzun Ünlü Kavramı ve TDK Kuralı

TDK’nin ilgili kuralı şöyledir: “Kökeni Türkçe olan kelimelerde bugün uzun ünlü yoktur.”



Bu, dilimizin en temel fonetik özelliklerinden biridir. “Gelmek”, “gitmek”, “su”, “taş”, “göz”, “elma”, “ağaç” gibi öz Türkçe kelimelerin hiçbirinde ünlüler uzatılarak söylenmez.

Peki, “adalet”, “şair”, “ifade” gibi kelimelerdeki uzatarak söylediğimiz ünlüler nereden geliyor? TDK bu soruyu şöyle yanıtlar:

“Uzun ünlü, Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren kelimelerde görülür.”

Dilimiz, tarih boyunca bu dillerle yoğun bir etkileşim içinde olmuş ve pek çok kelimeyi bünyesine katmıştır. Bu kelimeler, orijinal dillerindeki uzun ünlü özelliklerini de beraberinde getirmiştir.

En Önemli Kural: Yazıda Gösterilmezler

Konunun en kritik ve en çok karıştırılan noktası burasıdır. TDK, bu kelimelerin telaffuzunu belirtirken parantez içinde (:) işaretini kullanır ancak yazım kuralını net bir şekilde çizer:

“Ancak bu uzun ünlüler yazıda herhangi bir işaretle gösterilmez.”

Bu, “uzun ünlü” kavramını, başka bir makalede incelediğimiz “Düzeltme İşareti (Şapka İşareti)” konusundan tamamen ayıran noktadır.

Uzun Ünlü ve Düzeltme İşareti (Â, Î, Û) Arasındaki Fark Nedir?

Bu iki konu, birbirine en çok karıştırılan dil bilgisi kurallarıdır.

  1. Uzun Ünlü: Genellikle bir telaffuz (söyleniş) özelliğidir. Kelimenin anlamı başka bir kelimeyle karışmadığı için veya bir inceltme görevi bulunmadığı için yazıda gösterilmez.
  2. Düzeltme İşareti (Â, Î, Û): Hem telaffuz (uzatma veya inceltme) hem de yazım (imla) kuralıdır. Kullanılmadığında anlam karışıklığına yol açacağı için (örn: adet/âdet) veya ince telaffuz gerektirdiği için (örn: kâğıt) yazıda gösterilmesi zorunludur.

Basit bir karşılaştırma ile bu farkı netleştirebiliriz:

  • adalet: Bu kelimede ‘a’ ünlüsü uzatılarak söylenir (a-da:-let). Ancak “adalet” kelimesiyle karışabilecek başka bir “adalet” kelimesi olmadığı için şapka (â) kullanılmaz.
  • âdet: Bu kelimede de ‘a’ ünlüsü uzatılarak söylenir (â:-det). Ancak bu kelime, “adet” (sayı) ile karışma riski taşıdığı için TDK, anlamı ayırt etmek amacıyla düzeltme işaretinin kullanılmasını zorunlu kılar.

Dolayısıyla, dilimize giren Arapça ve Farsça kökenli binlerce kelimede “yazıda gösterilmeyen” uzun ünlüler mevcuttur. Düzeltme işareti kullanılan kelimeler ise bu durumun istisnalarıdır.

Yazıda Gösterilmeyen Uzun Ünlülere Örnekler

İşte günlük hayatta sıkça kullandığımız, telaffuzda ünlüsünü uzattığımız ancak yazıda hiçbir işaret koymadığımız bazı temel kelimeler:

1. Uzun ‘a’ İçeren Kelimeler

(Telaffuzda ‘a’ sesi, normalden daha uzun söylenir: a:)

  • adalet (söylenişi: ad**a:**let)
  • ifade (söylenişi: if**a:**de)
  • şair (söylenişi: ş**a:**ir)
  • kaide (söylenişi: k**a:**ide)
  • sade (söylenişi: s**a:**de)
  • kanun (söylenişi: k**a:**nun)
  • tarih (söylenişi: t**a:**rih)
  • siyaset (söylenişi: siy**a:**set)
  • ticaret (söylenişi: tic**a:**ret)
  • icat (söylenişi: ic**a:**t)
  • ikamet (söylenişi: ik**a:**met)
  • kanepe (söylenişi: k**a:**nepe)
  • vazife (söylenişi: v**a:**zife)
  • şefaat (söylenişi: şef**a:**at)
  • lamba (söylenişi: l**a:**mba)
  • mana (Bu kelime TDK sözlüğünde mânâ olarak da yer alır, bu durum yazımda ikilem yaratan istisnalardandır ancak “anlam” kelimesinin kullanımı daha yaygındır.)

Bu kelimelere şapka koymak (örn: adâlet, ifâde, kânun) yaygın bir yazım yanlışıdır.

2. Uzun ‘u’ İçeren Kelimeler

(Telaffuzda ‘u’ sesi, normalden daha uzun söylenir: u:)

  • numune (söylenişi: num**u:**ne)
  • huzur (söylenişi: huz**u:**r)
  • şuur (söylenişi: ş**u:**ur)
  • memur (söylenişi: mem**u:r, ‘e’ de uzundur: me:**mur)
  • malum (söylenişi: m**a:**lum)
  • ufuk (söylenişi: ufuk)
  • husus (söylenişi: hus**u:**s)

3. Uzun ‘i’ İçeren Kelimeler

(Telaffuzda ‘i’ sesi, normalden daha uzun söylenir: i:)

  • iman (söylenişi: **i:**man)
  • vaiz (söylenişi: v**a:**iz)
  • tadil (söylenişi: t**a:**dil)
  • nakil (söylenişi: n**a:**kil)
  • rahip (söylenişi: r**a:**hip)

(Nispet Eki ‘î’ ile Karıştırılmamalıdır): Millî, resmî, ilmî gibi kelimelerdeki ‘î’ işareti, “uzun ünlü” kuralından ziyade, aitlik bildiren “nispet eki” kuralı gereği konulur ve yazıda gösterilmesi zorunludur.

TDK Uyarısı: Yaygınlaşma ve Değişim (Katil / Kadir Örneği)

Dil, yaşayan bir varlıktır ve kurallar zamanla kullanıma göre esneyebilir. Düzeltme işareti konusunda TDK’nin yaptığı bir uyarı, aslında “uzun ünlü” konusunu da aydınlatmaktadır.

TDK, katil (öldürme) ve kadir (değer) kelimeleriyle karışma olasılığı olmasına rağmen; Ka:til (öldüren kişi) ve Ka:dir (güçlü) kelimelerinin düzeltme işareti konmadan yazılmasının yaygınlaştığını belirtir.

Bu durum bize şunu gösterir: Bu iki kelimede de aslında telaffuzda bir uzun ünlü (ka:til) vardır. Başlangıçta anlam karışıklığını önlemek için kâtil ve kâdir şeklinde yazılmaları gerekirken, halk arasındaki yaygın kullanım “şapkasız” yazımdan yana olmuş ve bu durum TDK tarafından da not edilmiştir.

Bu örnek, “uzun ünlü”lerin yazıda gösterilmemesinin temel kural olduğunu, düzeltme işaretinin ise sadece zorunlu durumlarda kullanılan bir istisna olduğunu kanıtlar niteliktedir.

Ne Zaman Yazılır, Ne Zaman Söylenir?

Türkçedeki uzun ünlü konusunu özetlemek gerekirse:

  1. Köken: Öz Türkçe kelimelerde uzun ünlü yoktur. Duyduğumuz tüm uzun ünlüler (kısa bir ses yerine a:, u:, i: gibi) bize Arapça ve Farsçadan gelmiştir.
  2. Yazım Kuralı (Genel): Bu uzun ünlüler (%90 oranında) yazıda gösterilmez. adalet, kanun, tarih, ifade, memur, huzur gibi kelimeler şapkasız yazılır.
  3. Yazım Kuralı (İstisna): Eğer bir uzun ünlü, başka bir kelimeyle anlam karışıklığına yol açıyorsa (adet/âdet, hala/hâlâ) veya kelimedeki bir ünsüzü inceltme görevi varsa (kâğıt, rüzgâr) veya nispet eki ise (resmî, millî), o zaman “Düzeltme İşareti” (şapka) kullanmak zorunludur.

Türkçeyi doğru kullanmak isteyen herkes için kural nettir: Kelimenin telaffuzunda ünlüyü uzatmak (örneğin tarih derken ‘a’yı uzatmak) doğru bir diksiyon için gereklidir; ancak bu sesi yazıya dökerken, TDK’nin belirlediği âdet, kâğıt, resmî gibi istisnalar dışında şapka (düzeltme işareti) kullanmak yazım yanlışına yol açar…

Lütfen Dikkat! Sitemizi kaynak göstermeden kesinlikle alıntı yapmayınız!!!


  • EK-FİİLİN YAZILIŞI: İDİ, İMİŞ, İSE, İKEN AYRI MI BİTİŞİK Mİ?
    Türkçe dil bilgisinin en işlevsel ve en “joker” yapılarından biri olan ek-fiil (ek-eylem), kelimelerin cümle içinde yüklem olmasını sağlayan temel bir araçtır. İsimleri ve isim soylu sözcükleri…
  • PEKİŞTİRMELİ SÖZLERİN YAZILIŞI
    Türkçe, anlamı vurgulamak ve duyguyu güçlendirmek için çok zengin yöntemlere sahip bir dildir. Bu yöntemlerin en sık kullanılanı şüphesiz “pekiştirme”dir. Pekiştirmeli sözlerin yazılışı kurallarına göre bir rengin…
  • İLE’NİN YAZILIŞI: AYRI MI BİTİŞİK Mİ? (-la, -le)
    Türkçede hem yazarken hem de konuşurken en sık kullandığımız, ancak yazımı konusunda en çok kafa karışıklığı yaşanan yapılardan biri İle’nin yazılışı, yani “ile” kelimesidir. Kimi zaman “ve”…
  • UZUN ÜNLÜ ve TELAFFUZ FARKLILIKLARI
    Türkçe, ses yapısı (fonetik) bakımından zengin ve kurallı bir dildir. Dilimizin ses özelliklerinden biri de ünlülerle ilgilidir. Türkçe üzerine çalışanların veya dil bilgisine meraklı kişilerin sıkça karşılaştığı…
  • TÜRKÇE CÜMLE YAPISI VE DİL BİLGİSİ ÖĞELERİ
    Türkçe, bir duyguyu, düşünceyi veya olayı anlatmak için kelimelerin belirli bir düzen içinde bir araya gelmesiyle oluşan “cümle” temeline dayanır. Türkçe Cümle Yapısı ve Dil Bilgisi Öğeleri,…
  • HECE YAPISI VE SATIR SONUNDA KELİMELERİN BÖLÜNMESİ
    Türkçede metin yazarken, özellikle defter veya bilgisayar ekranı gibi sınırlı bir alanda, satırın sonuna geldiğimizde kelimeleri bölmek sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak bu bölme işlemi, dilimizin temel…