Mehmet Akif Ersoy

MEHMET ÂKİF ERSOY

Hayatı, Eserleri ve Düşünce Dünyası


Giriş

Mehmet Akif Ersoy, Türk edebiyatının ve milli mücadelenin en önemli simalarından biridir. Şiirleriyle ve yazılarıyla bir döneme damgasını vuran Akif, sadece bir edebiyatçı değil, aynı zamanda bir düşünür, veteriner hekim, öğretmen ve milletvekilidir. Onun hayatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki toplumsal ve siyasi dönüşümleri anlamak açısından büyük önem taşır.


1. Çocukluk ve Aile Hayatı

1.1. Doğumu ve Ailesi

Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873’te İstanbul’un Fatih semtinde doğdu. Babası İpekli Tahir Efendi, Kosova’nın İpek kasabasından İstanbul’a gelmiş bir İslam alimiydi. Annesi Emine Şerif Hanım ise Buharalı bir ailenin kızıydı. Ailesi, dindar ve eğitimli bir çevreden geliyordu, bu da Akif’in kişiliğinin ve düşünce dünyasının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı.

1.2. Çocukluk Yılları ve İlk Eğitim

Akif, çocukluk yıllarında babasından Arapça ve dini ilimler öğrendi. İlk eğitimini Fatih’teki Emir Buhari Mahalle Mektebi’nde aldı. Daha sonra Fatih Merkez Rüştiyesi’ne devam etti. Burada geleneksel eğitimin yanı sıra modern bilimlerle de tanıştı. Dil öğrenimine büyük önem veren Akif, Arapça ve Farsça’nın yanı sıra Fransızca da öğrendi.


2. Eğitim Hayatı

2.1. Mülkiye Mektebi Yılları

1885 yılında Mülkiye İdadisi’ne (Sivil Hizmetler Okulu) kaydoldu. Burada edebiyat, felsefe ve sosyal bilimler alanında kendini geliştirdi. Ancak 1888 yılında babasının vefatı ve aynı yıl içinde evlerinin yanması, ailesini maddi açıdan zor durumda bıraktı. Bu nedenle Mülkiye Mektebi’ni bırakmak zorunda kaldı.

2.2. Baytar Mektebi ve Mezuniyeti

Maddi sıkıntılar nedeniyle ücretsiz eğitim veren Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi’ne girdi. Burada veterinerlik eğitimi aldı ve 1893 yılında birincilikle mezun oldu. Bu okulda aldığı eğitim, ona bilimsel düşünceyi ve pozitif bilimleri tanıma fırsatı verdi.


3. Mesleki Kariyeri ve Memuriyet Hayatı

3.1. Veteriner Hekim Olarak Görevleri

Mezuniyetinin ardından Ziraat Nezareti’nde (Tarım Bakanlığı) veteriner müfettişi olarak göreve başladı. Anadolu, Rumeli ve Arabistan’ın çeşitli bölgelerinde görev yaptı. Bu seyahatler, ona Anadolu insanını yakından tanıma ve onların sorunlarını gözlemleme imkanı sundu.

3.2. Edebiyata İlk Adımlar

Memuriyet yıllarında edebiyata olan ilgisi devam etti. İlk şiirlerini ve yazılarını “Hazine-i Fünun” ve “Servet-i Fünun” dergilerinde yayımladı. Ancak asıl ününü, 1908 yılında yayın hayatına başlayan “Sırat-ı Müstakim” ve daha sonra “Sebilürreşad” adıyla devam eden dergide yayımladığı eserlerle kazandı.


4. Edebi Kişiliği ve Düşünce Dünyası

Mehmet Akif Ersoy

4.1. Edebi Anlayışı

Mehmet Akif, şiirlerinde halkın dilini ve gündelik yaşamını ustalıkla kullandı. Sanat için sanat anlayışını reddederek, sanatın toplum için olması gerektiğini savundu. Eserlerinde milli ve manevi değerlere büyük önem verdi.

4.2. İslamcılık ve Toplumsal Eleştiri

Akif, İslam dünyasının geri kalmışlığını eleştirirken, Batı’nın bilim ve teknolojideki ilerlemesini takdir etti. Ancak, batılılaşmanın sadece taklit yoluyla değil, öz değerlerle harmanlanarak yapılması gerektiğini savundu. İslam’ın doğru anlaşılması ve uygulanmasıyla toplumun ilerleyeceğine inanıyordu.


5. Milli Mücadele Dönemi

5.1. İşgal Yılları ve İstanbul

I. Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilgisi ve İstanbul’un işgali, Akif’i derinden etkiledi. Bu dönemde yazdığı şiirlerle halkı direnmeye ve mücadeleye çağırdı. İstanbul’da çeşitli camilerde verdiği vaazlarla milli bilincin uyanmasına katkı sağladı.

5.2. Ankara’ya Gidiş ve Milli Mücadeleye Katkıları

1920 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün daveti üzerine Ankara’ya gitti. Burada Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Burdur milletvekili olarak girdi. Milli Mücadele’nin manevi cephesinde aktif rol aldı. Halkı bilinçlendirmek ve moral vermek amacıyla çeşitli illerde konuşmalar yaptı.

5.3. İstiklal Marşı’nın Yazılması

1921 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen milli marş yarışmasına para ödülü nedeniyle katılmak istemeyen Akif, ödülün kaldırılmasıyla marşı yazmayı kabul etti. Taceddin Dergahı’nda kaleme aldığı İstiklal Marşı, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini en etkileyici şekilde yansıttı. Marş, 12 Mart 1921’de meclis tarafından milli marş olarak kabul edildi.


6. Eserleri ve Edebi Mirası

6.1. Safahat

Mehmet Akif’in tüm şiirlerini bir araya getiren “Safahat”, yedi kitaptan oluşur:

  • Safahat (1911): Toplumun çeşitli kesimlerini ve sorunlarını ele alan şiirler içerir.
  • Süleymaniye Kürsüsünde (1912): Dini ve toplumsal konuların işlendiği uzun bir manzumedir.
  • Hakkın Sesleri (1913): Kur’an-ı Kerim’den ilham alarak yazdığı şiirleri kapsar.
  • Fatih Kürsüsünde (1914): İslam dünyasının durumunu ve çözüm önerilerini ele alır.
  • Hatıralar (1917): Savaş yıllarındaki gözlemlerini ve duygularını yansıtır.
  • Asım (1924): Genç neslin eğitimi ve milli değerlerin aktarılması üzerine yazılmıştır.
  • Gölgeler (1933): Düşünsel ve felsefi şiirlerini içerir.

6.2. Diğer Eserleri

Akif, sadece şiirleriyle değil, makaleleri ve tercümeleriyle de edebiyata katkıda bulunmuştur. “Kur’an Meali” çalışması önemli eserleri arasındadır ancak bu eserini tamamlamasına rağmen basılmasını istememiştir.


7. Mısır Yılları

7.1. Mısır’a Gidiş Nedenleri

Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’deki siyasi ve sosyal değişimlerden rahatsız olan Akif, 1925 yılında Mısır’a gitti. Burada dostu Abbas Halim Paşa’nın desteğiyle hayatını sürdürdü. Mısır’a yerleşmesinin sebepleri arasında sağlık sorunları ve Türkiye’deki bazı uygulamalardan duyduğu memnuniyetsizlik de vardır.

7.2. Eğitim Faaliyetleri ve Çalışmaları

Kahire’de El-Ezher Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in mealini hazırlamak için çalışmalarına devam etti. Mısır’da kaldığı süre boyunca Türk ve Mısır toplumları arasında kültürel bir köprü oluşturdu.


8. Son Yılları ve Vefatı

8.1. Türkiye’ye Dönüş

1936 yılında sağlığının bozulması üzerine doktorların tavsiyesiyle Türkiye’ye döndü. İstanbul’da tedavi görmeye başladı ancak hastalığı ilerlemişti.

8.2. Vefatı ve Cenazesi

27 Aralık 1936’da İstanbul’da vefat etti. Cenazesi, büyük bir kalabalığın katılımıyla Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi. Resmi tören yapılmamasına rağmen halkın yoğun katılımı, Akif’in milletin gönlündeki yerini gösteriyordu.


9. Düşünceleri ve Etkileri

9.1. Milli ve Manevi Değerler

Mehmet Akif, eserlerinde milli ve manevi değerlere bağlılığı vurgulamıştır. Ona göre toplumun ilerlemesi için bu değerlere sahip çıkılması ve doğru anlaşılması gerekmektedir.

9.2. Eğitim ve Gençlik

Eğitimin toplumun kalkınmasındaki rolüne inanan Akif, genç neslin iyi yetiştirilmesi gerektiğini savunmuştur. “Asım” eserinde ideal Türk gencini tasvir etmiştir.

9.3. Batı ve Doğu İlişkisi

Batı’nın bilim ve teknolojideki ilerlemesini takdir eden Akif, bu ilerlemenin İslam dünyasında da gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünmüştür. Ancak bunu yaparken kendi kültürel ve dini değerlerinden kopulmaması gerektiğini savunmuştur.


10. Mirası ve Anılması

10.1. Kültürel Etkisi

Mehmet Akif Ersoy, Türk edebiyatının ve düşünce dünyasının önemli bir figürüdür. Eserleri, hala okunan ve üzerine çalışmalar yapılan değerli kaynaklardır.

10.2. Anma Etkinlikleri

Her yıl ölüm yıldönümünde ve İstiklal Marşı’nın kabulü gününde çeşitli etkinliklerle anılmaktadır. Okullarda ve üniversitelerde düzenlenen programlarla yeni nesillere tanıtılmaktadır.

10.3. Kurumlar ve Müzeler

Adına açılan müzeler, enstitüler ve vakıflar aracılığıyla eserleri ve düşünceleri yaşatılmaktadır. Ankara’da bulunan Taceddin Dergahı, bugün Mehmet Akif Ersoy Müzesi olarak hizmet vermektedir.


Sonuç

Mehmet Akif Ersoy, hayatı boyunca milletinin bağımsızlığı, gelişimi ve manevi değerlerinin korunması için mücadele etmiş bir fikir adamı ve sanatçıdır. Eserleriyle topluma ışık tutmuş, düşünceleriyle yol göstermiştir. Onu anlamak ve anlatmak, sadece bir edebiyatçıyı değil, aynı zamanda bir dönemin ruhunu ve mücadelesini anlamaktır. Akif’in bıraktığı miras, Türk milletinin gönlünde ve zihninde yaşamaya devam etmektedir.